Müslüman toplumun yaşadığı düşünce sorunlarından birisi, hiç şüphesiz geçmişi kutsama, yaşamın her alanı ile ilgili sorunlarına geçmişten / seleften çözüm arama, aklı sadece rivayeti anlamayla sınırlandırma ve bu yönüyle aklı atıl bırakmadır. Cabiri'nin ifadesiyle "mükevven akıl" nedeniyle, Müslümanlar yaşadıkları dünyada pasifleşmişlerdir, kendilerini yeniden var kılmak için çaba göstermemişlerdir. Değişmek ve gelişmek istemedikleri gibi, bu tür çabaların önünde de en büyük engeli oluşturmuşlardır. Bu durum sadece tarihin belli bir dönemi ile sınırlı kalmamış, maalesef bu düşünce biçimi, bütün İslam toplumlarında halen çok yaygın bir şekilde kabul görmektedir.
Müslümanların yaşadıkları bir diğer problem de geçmişe ait düşücelerin yeteri derecede bilşimsel kriterler ışığında değerlendirilmemesi ve bunların eleştirel akıl ile incelenmemesidir. Her dönemde bu konuda belli bazı çabalar gösterilmişse de yeter düzeyde olmadığı da gayet açıktır. Her alanda sorunlar yaşayan Müslüman toplumun, düşünce mirasını yeniden ele alıp incelenmesi kaçınılmaz bir sorumluluktur. Bu çerçevede İslam düşüncesine Selef ve Gazali'nin etkisini tespit etmek amacıyla, Selef uleması ile Gazali'nin kelam eleştirisini işlemeye çalıştık.