"Adam, kumdan bir kaleydi kadının, bir bakışıyla yerle yeksan olmuştu. Kadının güvercin beyazı ellerinin boşlukta kalması onu, elinden oyuncağı alınmış çocuk yalnızlığına düşürdü. Adam, öyle derin sustu ki ta uzaklardan duyuldu. (…) Adam düştü, kadın düştü…"
(Yabancı)
Onunla yüz yüze konuştuğum son sabah, perdelerini açmadığını gördüm ve bunun sebebini sordum. Gözleri hayretle açıldı, o ana dek hiç görmediğim olgun kadın edasıyla –ki utanırdı kadınlığından: "Güneş benim için eskimiş doğuyor zaten. Perdeleri açmazsam çirkinlikleri görmüyorum… dedi." (Kırmızı)
Birbirinden bağımsız konu ve tekniklerle yazılmış hikâyeler… Hiç görmediği babasıyla tesadüf eseri tanışan kız; Araf'ta kalan Kar Prensi; "gülünce yanaklarında güller açan, ağladığında gözlerinden inci mercan dökülen, yürüdüğü yollarda çayır çimen biten" Muradına Nail Olmayan Dilber ve daha niceleri…