Kelimelerin iradesi yoktur. Nereye ve hangi anlama gideceklerine kendileri karar veremez. Bu yüzden kelimeler anlama gelmez veya gitmez, insanlar kelimeleri istedikleri anlama getirirler. Bizler de kelimelerin doğuşunu tam olarak bilemesek de gelişine bakarak onları istedikleri anlama getirenlerin hem maksadını, muradını hem de zihin yapısını anlamaya çalışırız. Bir eylemi, bir nesneyi veya bir hissi ifade etmesi için kullanılan kelime, zamanla gereken hassasiyeti göstermemekten, onu muhafaza etme lüzumunu kavrayamamaktan yahut kasıtlı olarak başka anlamlara getirilir. Bu sebepledir ki bir kelimenin sergüzeşti, o kelime ile ifade edilmeye çalışılanı anlamaya, ifade edenin düşüncelerini hatta bazen amacını veya niyetini dahi anlamaya yarayabilmektedir.
Getirilmiş anlamları sorgulamadan kullanmak, getirenlere gönüllü mahkûm ve tabi olmak demektir. Getirenlerin kurguladığı ve kurduğu sisteme mahkûm olmamak için bu sistemi inşa eden zihniyeti anlamak şarttır. Bir sistemi inşa etmiş zihniyetin yapı taşları kelimelerdir ve evvela bu kelimeleri anlamak icap eder.