Takıntılı bir edebiyat profesörü olan Metin kurmacayla hayatı birbirine karıştırır. Hayatı oyun gibi yaşarken edebiyatı gerçekliğe ekler. Sivrisineğin başına açacağı trajediyi beklerken eski bir arkadaşının romanının yayımlandığını gören Metin için işler iyice çığırından çıkar, etkilenme endişesiyle boğuşmaya başlar. Duygu durumu, yaşamla ölüm arasında dalgalanır. Yazma isteği eyleme geçmedikçe boşuna yaşadığı hissine kapılır, kendini iyice kaptırdığı oyuna eşini ve aşk yaşadığı öğrencisini de dâhil eder.
Aylin Sökmen, Kendinde Değil Gibisin ile kurguyla yaşam arasındaki ince çizgiye odaklanıyor: İnsan sahici olana sınır koyup neden oyunlar oynar? Hayat mı kurmacadan, kurmaca mı hayattan kopya çeker? Sökmen, ne istediğini bilmezken başkası olma arzusuyla boğuşan bir adamın tekinsiz dünyasını çantalara sığdırıyor.