Bir insanın kendisini, kendi sürecini, kendi yolculuğunu unutması kadar dramatik bir şey yoktur. Yaratıcısına değer vermemiş, hayatında O'nu hep arkaya atmış, göz ardı etmiş, umursamamış; kendisine hayat bahşeden Zat ile ilişkisini barışık tutmak ve O'nu sevip saymak için gayret etmemiş; dolayısıyla böyle bir farkındalıktan uzaklaşmış kimselere Cenâb-ı Hak kendilerini unutturuyor.
Çocukluk ve gençlik çağlarımızda o ilk algı ve farkındalıkla yaptığımız sorgulamalar daha yoğunken bir zaman sonra çeşitli mesuliyetler ve meşguliyetlerle hayat bizi içine çeker. Eğer bu anafora kapılırsak farkındalık bloke olur ve insan "Nereden geldik, nereye gidiyoruz?" gibi asıl soruları ıskalamaya başlar.
İrade sahibi olan insan, geleceğine kendisi karar verebilen varlıktır. Asıl mesele, bu sınırlı ve sorumlu aralıktaki insanın, Yüce Yaradan'a karşı sevgi ve saygıyla mı, yoksa O'nu (c.c.) umursamadan mı hayatına devam ettiğidir. Hayat, hep akan yanıyla kaybettiğimiz zamandır. Ve biz o zamanın içerisine deneyimlememiz gerekenleri yeterince eklediysek süreci doğru değerlendirdik, değilse fırsat elden kaçıyor demektir.
Kendini Unutma ile yazar Halis Aydemir, hakikat arayışı içerisindeki okura, zaman zaman iç sesiyle zaman zaman vahyin hitabıyla baş başa kalacağı derin düşünce deneyimleri sunuyor...