"Durmadan daktilo tuşlarına vuran bu maymundan hepimiz hoşlanmıştık. Senelerdir var sandığımız, var sandığımızdan korktuğumuz ölümün aslında var olmadığını ispatlamış, ölümün gerçek olmayışını anladığımızda içine düştüğümüz anlamsızlığı anlamlı hâle getirivermişti. Hepimiz bu kadarını düşünmediysek bile sıkı sıkı sarıldık bu farazi bir daktiloyu durmadan döven farazi maymuna."
İlk bakışta eğlenceli. Kıvrak bir dil, canlı tasvirler, oyuncul cümleler. Biraz daha içine karıştığınızda karanlık. Karanlığın yalnızca ışığı kısarak verilmeyeceğinin büyük bir kanıtı Uğur Uçkıran'ın öyküleri. Mahallenin kuytularına, işkence odalarına, ceset aranan ormanlara bakarken de satürasyonu yüksek cümleler geçer akıldan. İnsan böyledir. Tanımakta sakınca var.