Kevserî Mecmuası olarak bilinen, fakat müellifi tarafından "Kitab-ı Musikar" adı verilen yazma eser, on yedinci ve on sekizinci yüzyıl müzik teorisi bilgileri barındıran tek nüshadır. Müellifi Nayi Mustafa Kevserî'dir. Nayi Mustafa Kevserî'nin neyzen ve Mevlânâ aşığı olduğu; adının Mustafa ve mahlasının ise Kevserî olduğu bilgilerinin dışında neredeyse hiçbir bilgi yoktur. Genellikle divan şairleri gibi, musikişinaslar ya da edvar sahibi müelliflerde mahlasla da karşılaşılmaz. Kitab-ı Musikar'dan edindiğimiz bilgilere göre Kevserî'nin bestekâr, makam ve bazı müzik teorisi konularında mucit olduğu anlaşılmaktadır. Özellikle ney konulu beyit ya da şiirlere ilgi duyduğu ve birkaç tane de denemesi olduğu görülür. Mevcut bilgiler Nayi Mustafa'yı divan şairi yapmaya yeterli nicelikte olmayabilir, fakat Kevserî mahlasını bu ilgi ve amaçla bulduğu ve kullandığı düşünülebilir.
Kitab-ı Musikar sadece Kevserî'nin tespitlerinin ve düşüncelerinin ele alındığı bir kitap değildir. Aslında Kevserî daha çok edindiği, duyduğu bilgileri ya da bizzat elinde bir nüshasının bulunduğu eserleri kitabına kaydettiği anlaşılmaktadır. Hâlihazırdaki bilgilere göre ise en başta Kitabu İlmi'l Musiki alâ vechi'l- Hurûfât adlı eser olmak üzere Akovalızâde Hatem Efendi Edvarı ve Hızır Ağa Edvarı'nın önemli bir bölümünü kaydetmiştir. Kevserî'nin yararlandığı kaynakların tarihleri bakımından değerlendirildiğinde en eski kaynak olan Farabi Edvarı'ndan Hızır Ağa Edvarı'na kadar geniş bir yelpazeye sahip olduğu görülür. Bu yönüyle de olsa gerek Kitab-ı Musikar "Mecmua" olarak kabul edilmiştir. Sadeleştirilmiş metnini ve incelemesini yaptığımız bu çalışmada bir bakıma bu eserleri de tekrar ele almış, Kevserî'nin kaleminden değerlendirmiş oluyoruz.