Kıbrıs Türkiye Cumhuriyet açısından son derece önemli bir meseledir. Kıbrıs sorununun başlangıcı Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerine denk gelmektedir. 1877-1878 Savaşı'nda ağır bir yenilgi alan Osmanlı İmparatorluğu adayı İngiltere'ye kiralamak zorunda kalmıştır. Birinci Dünya Savaşı ile İngiltere adayı ilhak etmiş ve adada yaşayan Rumlar ile iş birliği yaparak hakimiyetini sağlamlaştırmak istemiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında sömürge imparatorluklarının dağılmaya başlaması ile Kıbrıslı Rumlar Yunanistan'a bağlanmak için seslerini iyice yükseltmişlerdir. Orta Doğu'da varlığını sürdürmek isteyen İngiltere ise adadan vazgeçmemek için bu kez Kıbrıslı Türkler ile yakınlaşma içerisine girmiştir. Bu durum Rumların Türklerden nefret etmelerine neden olmuştur. Ayrıca Rumlar nazarında Türkler adanın Yunanistan'a bağlanması önündeki en büyük engel olarak algılanmışlardır. Rumların, İngilizlere ve Türklere yönelik saldırıları sonrasında İngiltere'nin teşvikiyle Türkiye de meseleye dahil olmuştur. İngiltere, Yunanistan ve Türkiye'nin katılımı ile bir dizi konferans sonucunda Kıbrıs'ta bir devlet kurulmasına ve İngiltere, Yunanistan ve Türkiye'nin garantör devletler olmasına karar verilmiştir. İngiltere bu sayede adadaki üslerini güvence altına almış, Türkiye ise adadaki Türklerin güvenliğini sağlamıştır.