Kimlik kavramı 1950 ve 1960'lı yıllardan başlamak üzere günümüze kadar üzerine çok konuşulan, tartışılan bir kelime olmuştur. Sosyoloji başta olmak üzere çağdaş felsefeciler, toplum bilimciler, psikoloji ve sosyal psikolojiyle uğraşanlar, siyaset bilimciler ve bunlardan başka her entelektüel, yazar, aydın, düşünür, akademisyen, yönetmen, sosyal araştırmacı belirli yazın, görsel ve işitsel meşguliyeti olan herkesin kimlik sorunsalıyla muhatap olduğu görülmektedir. Kimlik bir arayıştır, 'ben kimim' sorusuyla başlayan, ölene kadar süren bir arayıştır.
Modern çağla başlayan bu kimlik bunalımları ve arayışları son elli-altmış yıldır yoğun bir şekilde tartışılmaya başlanmıştır. Milli kimlik arayışları, dayandığı ulus kimliklerin inşası, modernite söyleminin içindeki en önemli tema haline gelmesi bunalımların daha da artmasına neden olmuştur. Modern çağdaki kimlik sorununun sadece ulus kimlik düzeyinde değil aynı zamanda kültürel yaşam içinde farklı düzeylerde ve bağlamlarda da etkisi olmuştur. Toplumsal cinsiyet, milliyetçilik, çokkültürlülük vb. alanlarda yapılan çalışmaların kimlik kavramını açıklamadan anlaşılması mümkün görünmemektedir.
Kimlik kavramı, kültür endüstrisinin de ilgi odağı haline gelmiştir. Söylenebilir ki, kimlik modern hayatın diğer tartışmalı yönlerini aydınlatmak için kilit bir görev görmeye başlamıştır. Günümüzde kimliklerin çeşitliliği, kimlik tartışmalarının kimlik eksenlerin popülerliğini de arttırmıştır. Kimlik, firmaların ürün kimliğinden, post-kolonyal kimliğe, kişisel kimliklere, etnik, dinsel, cinsel kimliklere kadar geniş bir kavram çeşitliliğine sahiptir.