Modernleşme sürecinde toplumların ve kültürlerin birbirine benzeşmesi/benzeştirilmesi sürecine yönelik yükselen postmodern tepki özellikle Soğuk Savaş sonrası tüm dünyada karşılık bulmuştur. Uluslaşma sürecinde ortaya çıkan tektipleştirme politikalarına karşı geliştirilen farklı kimliklerin ve kültürlerin taleplerine olumlu yanıt veren politikalar toplumda ilgi görmüştür. Bir dönem tüm dünyada ulusal bütünleşmenin ön koşulu olarak kabul gören asimilasyon politikaları, küreselleşen dünyada farklılıkların bir zenginlik olarak kabul edildiği noktaya gelmiştir.
AB adaylığı ile beraber AK Parti'nin tek başına iktidar olmasının getirdiği avantaj ve siyasi kararlılık, kimlik politikalarına ve kültürel haklara yönelik taleplerin daha gür bir sesle ortaya çıkmasına vesile olmuştur.AK Parti'nin izlediği kimlik politikaları ve kültürel haklara yönelik tutumu büyük değişimleri de beraberinde getirmiştir. Siyasette, medyada ve eğitimde bu politikaların yansıması kaçınılmaz olarak yerini almıştır. Küreselleşen dünyanın gereksinimlerini bir dönem iyi okuyan AK Parti, kimlik ve kültürel hak taleplerine özen göstererek toplumun önemli bir kesimine asgari düzeyde de olsa hitap eden politikalar ortaya koymuştur.