Türkistan coğrafyasında yaşayan en eski Türk boylarından biri olan Kırgızlar, tarihî süreç içerisinde maruz kaldıkları pek çok işgal, baskı, sömürü ve asimile girişimine karşılık adını ve kültürünü koruyarak bugüne gelen ender topluluklardan biridir. Asırlarca göçebe bir hayat tarzı yaşayan ve hayvancılıkla geçinen Kırgızlar, tarihî gelişim süreçleri içerisinde kendilerine düşmanlık eden, ordulara ve yokluğa karşı sadece silahlarıyla değil; sahip oldukları zengin kültürleri ile de kendilerini savunurlar.
XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Çarlık Rusyanın Kırgız topraklarını işgal etmesine, sömürmesine ve asimile politikalarına karşı şairler söyledikleri şiirlerle; dönemin olaylarını, acılarını, sıkıntılarını, halkın istek ve arzularını 'zaman' kelimesi ile sembolleştirerek, "zamane akımı" olarak adlandırılan yeni bir çığır açarlar. Modern Kırgız edebiyatının da temelini oluşturan 'Zamane Akımı' ve temsilcileri dönemin işgal ve sömürü siyasetine karşı Kırgız millî mücadelesinin yanında topluma örnek teşkil edecek bir mücadele örneği sergilerler. Şiir anlayışları ve hayata bakışları yönüyle kendilerinden sonra gelen birçok şair ve yazar için de rehber ve ilham kaynağı olurlar.
Kırgız kültürünün ortadan kaldırılması yönünde atılan adımlara karşı değerlerine sahip çıkarak direnişin öncüsü olan bu akınlar dönemin en iyi eğitim imkânlarıyla yetişen donanımlı kişilerdir. İlmî ve dinî sıfatlarını da kullanarak söyledikleri şiirlerle halkı Rusların yürüttüğü tahrip edici politikalara karşı bilinçli hâle getirmek ve onlara mücadele azmi kazandırmak isterler. Zamane konulu eserleriyle Kalıkul Bay Uulu, Arstanbek Buylaş Uulu, Moldo Kılıç Şamırkan Uulu, Moldo Niyaz, Aldaş Moldo, Nurmoldo gibi akınlar halka mücadele etme azmi kazandırmanın ötesinde kendileri de bu mücadelenin en önünde yer alarak cesaretleri ile ciddî bir örnek tavır sergilerler.