Kırık Dökük Adamlar
... Aylaklığımızı besleyen bütün uçarılıklar zaman ateşi altında buharlaşır, ordusu çöle gömülen bir komutan gibi kara kara düşünmeye başlardık. Siz de öyle değil misiniz? Yirmilerin soununda, "Ne olacak bizim sonumuz?" diyeceksiniz. Otuzların sonunda, "Ne içindi bu kadar emek?" Kırklı yaşların her günü, "Ne anlamı var ki bunların?" sorusu ile geçecek. Ellilere gelirken, "Ne işim var burada?" Altmış bitince de, "Gitsek de kurtulsak!" diyeceksiniz. Her aynaya bakışınızda gençliğinizin, ebinizin duvarlarına sinmiş hayallerinden ve çoktan sizi öte tarata beklemeye başlamış arkadaşlarınızın sigara kağıdı kılıklı hayaletlerinden utanacaksınız. Banyo yapmaya korkacaksınız. Sesiniz çatallaşacak, kıllarınız tüyleşecek, diliniz incelecek, nereden yükseldiği belli olmayan kokular kendinizi kendinizden bezdirecek...
Devamını Oku