Fırat'ın bulanık suyundan içme suyu elde edenlerle, kuyulardan çekilen kurtlu suları içenlerle aynı şartlarda yaşamış birisiyim. Geceleri gaz lambasında (Kandilde) yakacak gaz yağı bulamadığım için, günlerce, geceleri mum ışığında yarın ki ders planlarını yaptığım bir bölgeden geliyorum.
Doğunun ihmal edilmişliğini bizzat görmüş birisi olarak, yol olmadığı için hastaneye götürülemeyen hastaların acı içinde vefat edişlerine şahit oldum. Doğum yaparken doktorsuzluktan can veren anneleri gördüm.
Anadolu'nun susuz ve yolsuz köylülerinin yoksulluklarını birebir yaşamış, acılarını çekmiş, yüreği evlat acısıyla yanan biri olarak, geldiğim İstanbul'da, hak, hukuk, adalet ve eşitlik arayanların yanında ve safında buldum kendimi.