"Eve dönünce yazı masamın başına oturdum. 'Kırık kalemli kadınlar' sözü üzerinden hem kalemlerime ağlamak hem de onları takdis etmek istedim… Hatıralarımı yazarken kendime ağlıyordum. Bu gece dertlerimi satırlara döktüğüm kalemler için ağlıyorum. Biri duysa aklımı kaçırdığımı düşünebilirdi. Fakat aklım başımdaydı ve ben kalemlerimin kırık sıfatına ve hikâyelerine ağlamayı bile bile seçmiştim."
Başta, Nigâr Hanım'ın hayal, hüzün ve ıstırap dolu hikâyesi… Yanında, Makbule Leman, Fatma Aliye, Emine Semiye gibi ilk kahramanlar, ilk yazı öncüleri. Onların 19. yüzyıl İstanbul'unda geçen renkli hayatları… Kadın hareketinin ilk kıpırtıları…
Kırık Kalemli Kadınlar, belgeler ışığında kurgusal bir bakışla ilerliyor. Toplumsal değişim ve dönüşüm sürecinde kadın yazarların neler yaşadığı, kalem yoluyla hangi mücadeleleri verdiği ve sorunlara hangi çözüm önerilerini getirdiği üzerinde yoğunlaşıyor.
Murat Koç biyografik romanın sınırlarında gezinirken, yazı ile hayatın geriliminden bambaşka tecrübeler sunuyor.