Yaşantısı, şiiri, iğneli üslûbu, hazırcevaplığı ve sanat üzerine özgün düşünceleriyle tanınan Oscar Wilde Kırık Kalpler Bahçesi'nde masal türünü ancak kendisinin çıkarabileceği bir seviyeye çıkarıyor. Türün kanonik özelliklerini koruyor, hatta en iyi örneklerini veriyor. Ancak bu metinler dil işçiliği, okura fazla sezdirmeden "öykü"ye yaklaşması, Wilde'a has nüktedanlığı ve "kıssadan hisselerin" yine ancak bu sıra dışı şairden beklenecek suretlere bürünmesiyle aynı zamanda masaldan çok daha fazlası.
Yoksul genç kral, prensese âşık çirkin cüce, hırslı ve mağlup balıkçı, kibriyle kendine zarar veren güzeller güzeli çocuk ve diğerleri okuru Wilde'ın muhayyilesine, modern bir başyapıtın masal diyarına, çocuksu görünen derin bir dünyaya davet ediyor. Adım atmak üzere olduğunuz yer, kırık kalplerin hoş kokulu bahçesi.
"Mısırı eken biziz ama soframız boş. Zincirlerimiz var, gerçi göze görünmez. Köleyiz, halbuki bize özgür diyorlar."