"Her zaman güneş batarken Anadolu'nun bu şirin şehrinin dağlarına tatlı bir pembelik çöker…
Akşam rüzgârının okşadığı ağaçlar arasında esrarengiz bir fısıltılaşma başladığı zaman, perdeler birer birer çekilir, lambalar yanar ve her evin bacasından, kıvrım kıvrım, bukle bukle dumanlar yükselir… Şehrin en hüzünlü ânıdır bu…
Tüten her bacanın altında, ışık süzülen her perdenin arkasında sıcacık bir yuva ve çoluk çocuklu şen bir aile vardır. Hemen hemen her evde, işinden dönen evin erkeği sedirin başköşesine oturup etrafını saran çocuklarıyla bir günün hasretini giderirken hanımlar ve kızlar da yemek masasını hazırlarlar…"