Mehmet Ballı'nın kaleminden severek okuyacağınız asude bir hayatın öyküsü; 1555'de başlayıp 2090 yılına uzanan tarihi roman tadında, natüralist öyküler...
Bazen insanın içi içine yansır. Geçicidir aşk ama insanı yakar, kalıcı olan sevgidir ama sadıktır… En sadık sevgilerden birisi hayvan sevgisidir. Bir köpeğe aşık olamazsınız ama sevebilirsiniz. Bazıları hayvandan öğrenirken sadakati, bazılarına nasip bile olmayan sevgi; insan, hayvan ve tabiatın ortak mayasıdır… üretilemeyen üç şey; toprak, su ve hava... Topraktan uzaklaşan insanlıktan da uzaklaşır!
İnsan içine düştüğü fereyanı, hayatın çirkinliklerinden, şehrin kalabalık ve yozlaşmışlığından bunaldığı zaman sürekli doğaya sığınır. Dertlerini doğanın kucağında uyutur. Çünkü doğa; sükunet, huzur ve sağlıktır.
Fakat 'doğa ile savaş halindeyiz! kazanırsak kaybedeceğiz…' Bu dünyaya bir daha gelme ihtimali olmadığına göre; doğru ve doğal yaşam en iyi seçim…
Mehmet Ballı bu kitabında, dünün huzur dolu yaşam öykülerinden yola çıkarak, bugün doğayı nasıl hoyratça kullandığımızı gözler önüne serip gelecekteki korkulası yaşanacaklara dikkat çekiyor!
İnsani bir davranışla ders veren Boz Ayı öyküsü…
Hayvan sevgisini en iyi anlatan Duman'ın öyküsü…
İstanbul'u susuzluktan kurtaran Serçeşme öyküsü…
Şehirden köye sıçrayan bir efsane; Teke Tavşanı öyküsü…
Aç kalma korkusu olmadan da yaşayabilmek Berceste öyküsü…
Asit yağmurlarına dikkat çeken Kırkikindi Yağmurları öyküsü…
Doğada, ilk çiçek açıp en son meyve veren Kızılcık ile Şeytan'ın öyküsü…
İnsanoğlunun susuz yaşam profilinin kurgulandığı Gelecek de Gelecek…
Kırkikindi Yağmurları kitabını okuduktan sonra içinizde; 'Şehirden köye kaçma hissi'nin uyandığını fark edeceksiniz…