Daha yedi yaşındayken hikayeler, şiirler yazıyormuşum. Geçenlerde temizlik yaparken rastladım bu hikayelere. Giriş-gelişme-sonuç ekseninde, mesajı olan, belirli bir olay örgüsüne sahip hikayeler.. Gözlerim doldu. Akranlarım dışarıda sek sek oynarken, bisikletle dolaşırken ben oturup hikayeler yazmışım karga burga el yazımla.
...
7 yaşımda neysem şimdi de oyum. Hem fazlasıyla içe dönük, hem de dış mihraklarsız yaşayamayan.
...
Yazmak için kalemi elime aldığımda içimden başka başka evrenlere ait öğeler çıktı. Hem renkli hem karanlık, hem hüzünlü hem komik, hem var hem yok, hem her şey hem de hiçbir şey. Kendimi tek bir kategoriye, tek bir etikete, tek bir kültüre ait hissetmedim hiçbir zaman. Hepsiydim ve hiçbiriydim. Bütün şiirlerimde, kısa hikayelerimde, mektuplarımda, seyahat yazılarımda aslında hep bundan bahsettim.
*
Yazdıkları hakkında düşünmeyi yazmak kadar seven bir yazardan "Kırkikindi Yağmurları" gibi bir öykü kitabından başka ne beklenebilirdi. "Kırkikindi Yağmurları" deyim yerindeyse iyi bir edebiyatçı olan yazarın ona bağımlılığı ve bağlılığı zerre kadar unutmadığı, sürekli itiraf ettiği 15 güzel öyküden oluşuyor. Yazma ve okuma zevki, yazarlarına ve yazmaya olan tutkusu Özlem Güzelharcan'ın bu ilk öykü kitabında derinlemesine hissediliyor ve aynı seviyede okurlara da geçiyor.