En çok hangi ağacı sevdiğimi sorduklarında, "söğüt" deyip uzun uzun ağlayacak kadar çok hasret biriktirdim. Uçan kuşa, esen yele, bir söğüdün gölgesinde boy veren çocukluğuma...
Ben kendi söğüt ağacımı kalp toprağımda yetiştirdim. Toprağında buğday başakları ve şair yetişen bir memleketin iyi kalpli çocuklarından biriyim. Elim ekmek, elim kalem, elim dost eli tutar.
Ayaklarım, kuru bir hevesi sonsuz bir huzura tercih etmeyecek kadar sağlam basıyor. Çünkü başım bozkıra bağlı. Çünkü coğrafya kader...
Yaz bitip gün dönünce, çiçekler yaprak dökünce, ithal süs ağaçlarının gölgesi bir söğüt etmeyince herkes evine döner.