Büyükbabasının elleri neden bu kadar büyük Malvina'nın?
Babam bu sabah odama geldi; oda kapısını çok kararlı bir hareketle arkasından kapadı ve çalışma masamın sandalyesine oturdu. Tuhaf bir görüntüydü bu, çünkü oraya hiç oturmaz, odama neredeyse hiç gelmez. Bir süre yatağımın üzerindeki posterlere baktı, beğendiğim şarkıcıların posterlerine. Lizzy ile benim fotoğraflarımıza ise özellikle uzun uzun baktı, bir arkadaşımın olduğu daha önce hiç dikkatini çekmemiş gibi.
"Demek meşhur Lizzy bu," dedi ve sadece "Lizzy" ya da "en iyi arkadaşın Lizzy" değil de "meşhur Lizzy" demesi hiç hoşuma gitmedi.
İlgisiz annesi, gözü erkeklerden başka bir şey görmeyen ablası, çok iyi anlaştığı ancak artık şehir dışındaki üniversiteye gittiği için hafta sonları dışında göremediği ağabeyi ve dediğim dedik babası, Malvina'nın, hayatındaki en büyük sorunun yanına bile yaklaşamıyorlar. Genç kız, küçüklüğünden beri büyükbabasının tacizine uğradığını ailesine anlatmaya çalışıyor, ancak onu kimse dinlemiyor. En iyi arkadaşına söyleyemiyor, âşık olduğu çocuğa anlatamıyor; kimse onu anlamıyor. Bir kızın, ilk aşk heyecanının gölgesinde büyüyen kâbusunu, çaresizliğini aktaran kara bir masal!
1967 Almanya doğumlu Beate Teresa Hanika, bu kitabın taslağı olan "Malvina in der Seifenblase" (Sabun Köpüğünde Malvina) ile 2007'de Oldenburg Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Ödülü'nü aldı. 2010 Alman Gençlik Ödülleri'ne aday gösterilen yazar, Kırmızı Başlıklı Kız Ağlıyor'la 2009 Bayern Eyaleti Sanat Ödülü ve 2010 Hans-im-Glück Ödülü'ne değer görüldü.