Türk edebiyatında deneme ve eleştiri alanında, yargısına, bilgisine, birikimine güvenilecek çok az eleştirmen yetişiyor. Metni çok yönlü okuyabilecek, disiplinlerarası bağlantıyı kurabilecek, görülmeyeni görecek / gösterecek en önemlisi donanım sahibi birileri ise yetişenler içinde parmakla sayılacak kadar azlar…
Üstelik Füsun Akatlı gibi yazılarında felsefenin izdüşümüne de tanıklık edeceğimiz yazarlar daha da zor ve az yetişiyor. Bizim edebiyatımızda edebiyat dışı disiplinlerden gelen eleştirmenlerin azlığını düşünürseniz, Füsun Akatlı'nın önemi ortaya çıkar. Çünkü o, edebiyatçı olduğu kadar felsefeciydi.
…
Eleştirmenlerin, denemecilerin bir edebiyatın eksik kişileri ve uğraşı olduğunu sık sık yinelerim. Okurla yazar arasındaki bağın da pekiştirisidir onlar.
Bir romancıyı, bir şairi, bir hikâyeciyi yeniden okumak, başka şairleri veya edebiyatçıları okumak için size yeni bir ufuk kazandırmaz, yeni bir bakış açısı sağlamaz.
Ama eleştirmen ve denemeci farklıdır, size bir yazarı, bir şairi yeniden keşfettirir.
İşte Füsun Akatlı'nın yazılarını okuduktan sonra inanıyorum ki, edebiyata da, edebiyatçılara da daha donanımlı biri olarak bakacaksınız, çünkü önünüzde yeni ufuklar açılmış olacak.