"Evliya'yı tutup iri kollarının arasına aldı. Sımsıkı sıkmaya başladı. Evliya'dan birdenbire çıtırtı sesi çıktı. Evliya'nın yüzü bembeyazken önce kırmızıya, sonra da mosmor hâle geldi. Hüsrev Ağa Evliya'yı bıraktı. Evliye yeni doğmuş sıpa gibiydi. İkide bir düşüp kalkıyordu. Sarılma sırası Kâtip'teydi. Evliya'nın hâlini gören Kâtip tam canını kurtarmak için kaçacaktı ki Hüsrev Ağa Kâtip'i kolundan yakalayıp iri kolları arasına aldı. Anakonda gibi sıktıkça sıkıyor, kardeşimi bir türlü bırakmıyordu. Kardeşim, acı içindeydi. O kadar sıkıyordu ki kardeşim, yardım edin bile diyemiyordu. Bana acı dolu gözlerle yardım et Bahadır diye bakıyordu."