Genç okurların daha çok Türkçe üzerine yazdığı titiz yazıları ve kitaplarıyla tanıdığı, oysa son dönem öykücülüğümüzün ve romancılığımızın en önemli temsilcilerinden biri olan Feyza Hepçilingirler'in Kırmızı Karanfil Ne Renk Solar? adlı bu romanı, 12 Eylül'ün sıcak günlerinde sürgün edilen bir öğretim görevlisinin kendisiyle hesaplaşmasının arka planında dönemi, bütün çıplaklığıyla ve belgesel gerçekliğinde anlatmakta.
Edebiyatının ana malzemesini gerçek yaşamdan alan Feyza Hepçilingirler, güçlüklerle kurulmuş yaşamların bile ellerden alınmak istendiği böylesi dönemlerde yapılmak zorunda kalınan zor seçimler aracılığıyla bireysel varoluşları yeniden sorguluyor. 12 Eylül döneminin karanlık günlerinde hem kadın hem de aydın olarak öteki olmanın ağırlığının dile getirildiği Kırmızı Karanfil Ne Renk Solar?, bir 12 Eylül romanı ve bir kadın romanı olmanın yanı sıra bir yol romanı olarak da okunabilir.
Usta kurgusu, titiz dili ve gerçekçi anlatımıyla Kırmızı Karanfil Ne Renk Solar?, yakın tarihimizi en iyi ele alan romanlardan biri...
"İzmir'deki kalıbım parçalandığı, hiç değilse zedelendiği için yeni bir tane aramıyor muyum kendime? Şimdi, burada. Ne yapıyorum? Eski kalıbıma az çok benzeyen bir yenisini örmek için çabalıyorum. Başka bir insan olmak için iyi kötü değerlendirilecek bir fırsatı, yeniden eskisi gibi olmayı sürdürmek için ziyan ediyorum."