Bu günlere olup-bitenlere baktığımda onbeş yıl önce seçilen konunun önemli olduğunu düşünüyorum. 1980'li yıllarda askeri darbenin etkisi/psikolojisi ile gündemi devlet ve sivil toplum karşıtlığı ve daha da kötüsü modernizmin en kaba hali olan ve epey çeviri kokan merkez-çevre üzerinden yapılan analizler doldurdu. Daha da kötüsü solun belirli bir kesiminde de farklı kavram ve anlamlandırma ile bu tarz açıklamalar belirleyici oldu. Yenilen şamarın etkisinden olsa gerek, şamarı atan devlet toplumu anlamada temel belirlen hale gelmişti. Şamar bu toplumun tarihsel olarak mayasında olan devleti öne çıkarma ya da devlete karşı olma hallerini güçlendirdi. Her durumda kapitalizmin Türkiye'de ulaştığı aşamayı tekabül eden ve kapitalistlerin işini kolaylaştıran bir tür analiz açığa çıkardı. Yani maddi gerçekliğe uygun bir söylem/dil oluşturuldu. Askeri darbe sonrası bu tarz analizlere en büyük katkı bir zamanlar solla ilişkili olan bazı entellektüellerden geldi. Aslında gerek devlet merkezli analiz ve gerekse devlet karşıtı liberal analizler devleti toplumsal ilişkiler seti ve sınıfsal çelişkiler ve dahası kapitalizmin yapısal özellikleri dışında analiz ediyorlardı. Bu analizler için Türkiye'nin Osmanlı'dan devir aldığı tarihsel gelenek temel referans oldu. Bu tarz analizleri gerçekçi bulmamam yönündeki daha çok sezgiler, beni bu tarz bir çalışmaya itmişti.
- Fuat Ercan