Gençlik yıllarını Black Metal ve Satanizmle iç içe geçirmiş olan Didem, otuzlu yaşlarına geldiğinde tuhaf bir hastalığa yakalanır. Hastalığının psikolojik olduğunu ne kadar inkar etse de sonunda bir psikiyatra gitmeye razı olur ve terapi süreci başlar. Yaşadığı illetin Anksiyete Bozukluğu olduğuna ikna edildiği sıralarda hayatına internetten tanıştığı gizemli biri girer. Hastalık yüzünden bütün hayatı çöken ve değişen Didem artık sadece terapiyle ve kendine E diyen bu kişiyle meşgul olmaya başlar. Terapi sırasında hem çocukluğunu hem de gençliğinde kendisini hasbelkader içinde bulduğu Black Metal ve Satanizm dünyasını anlatan Didem'in hayatına giren E'nin onun düşündüğü kişi olmadığı yavaş yavaş ortaya çıkacak ve gelişmeler bizi giderek o kült bir dünyanın içine doğru ilerletecektir. Bu yeni dünyada Didem gerçek kimliğini ve doğasını keşfederek gerçek bir iyileşmeye nasıl ulaşacağının yolunu bulacaktır.
Büyük bir kısmı diyaloglardan oluşan bu romanda anksiyete bozukluğundan, satanizme, black metalden kayıp bir kitabın izini sürmeye, gizli cemiyetlerden psikoterapiye, zaman felsefesinden gerçeklik yanılsamasına birçok izlek kullanılmakta.
Romanın akışında "zaman nedir?", "gerçeklik algısı nasıl yaratılır?", "gerçek benlik nasıl keşfedilir?" gibi sorular incelenmekte ve karakterlerin diyaloglarıyla bunlara cevaplar aranmaktadır.