Bebeklikten bu yana kat ettiğin yollarını bir düşünsene!
Yürüdün, koştun; ardından dört tekerlekli bisiklete, sonra da iki tekerlekliye bindin. Düşen süt dişlerinin arasından dil çıkardın, sınıf sınıf ilerledin...
Oooo, saymakla bitmez!
Bunlar olurken büyüme yolculuğuna eşlik eden "büyükler" her seferinde yediğin sebzelerin içindeki vitaminleri saydı, öğüt veren kitaplar okudu, nasihatleriyle zaman zaman tadını kaçırdı. Sense, sadece yapmaktan keyif aldığın şeyleri yapmaya devam ettin. Eh, haklıydın da...
"İşte nihayet beni anlayan biri!" deyip konuşmayı çoğaltmak istiyorsan peşime takıl.
Çünkü ben, bu kitabın içindeyim!
Yıllar önce, bu öyküler henüz yazarının zihninde dolaşıp dururken elinde tuttuğun bu kitaba düştüm ben. Peki nasıl oldu bu? İnsan, öyle durup dururken bir kitabın içine düşebilir mi? Yanıtı kolayca avuçlarının içine bırakmayacağım elbette.
Zaten bunun cevabını yalnızca sen bulabilirsin.
Kitabın içine düşen her çocuk gibi!