Her kitabın kendine has bir dili vardır. Arka kapak yazılarından, içindekilere; ön sözünden, sayfalarına; cildinden, kapak üzerindeki resme kadar âdeta her şeyiyle konuşur kitap. Ama kolay ele vermez kendini... Sırlarını hemen ifşa etmez. Yeri gelir, bir satırıyla dünyaları anlatır da yüzlerce sayfada meramını vermez talibine...
Her okurun da kimliğine ve okuma tecrübesine göre şekillenen bir kitap seçim tarzı vardır. Kimileri ince eleyip sık dokur, şekle değil; muhtevaya yüzünü dönerler. Deyim yerindeyse, kitabın dilinin olmasındansa dilinin söylediklerine yoğunlaşırlar. Bu aşamada, kendini kolay ele vermeyen kitapların deşifre edilmesi gerekir. Yani kitapların dilinden anlayan birinin kitabın o kendine özgü dilini çözümlemesi, onu tahlil ve tenkit ederek talibine tanıtması ihtiyacı hâsıl olur.
İşte Ömer Karabayır burada devreye girerek, ilk aşamada okurla kitap arasında bir rabıtanın oluşmasını sağlar. İkinci olarak, binlerce kitap arasında kalıp kendi diline yakın kitabı arayan okura rehber olur. Son olarak, kitabın sesinin akislerini muhatabına duyurur ve onu fikren doyurur. Daha ne olsun!
Son söz: "Kitabı kitapta bulmak için bu kitabı okuyun."
Zafer Saraç
Kitap Şuuru Genel Yayın Yönetmeni