Masasının başında oturmuş, kıyıyı düşünen bir adam... Kıyının ötesine, denize, ufka, gökyüzüne bakıyor: Yıldızlarla el ele veriyor, gökyüzüne resimler çiziyor. Kitaplarla çevrili küçük odasından, düşlerinin evrenine uzanıyor... Fazla söze gerek yok; Selçuk Demirel, görsel bir şiir gibi ördüğü imgelem dünyasıyla sesleniyor okura; John Berger'in esin verici metnini unutulmaz bir izlenime dönüştürüyor... A man, sitting at a thinking od a beach... He looks beyond the shore, to the sea, to the horizon, to the sky: Hand in hand with the stars he draws pictures on the sky. From his little room, which is full of books, he reaches out to the üniverse of his dreams... No need for many words; Selçuk Demirel calls out to the reader with his imagery world, waven like a poem. And he transforms John Berger's inspring narrative into a memorable impression...