1908'de Ontario taşrasında bir çiftlikte dünyaya gelen Aganetha Smart ömür boyu bir tutkunun peşinden koşacaktır: Koşmak. Bu tutku onu büyük şehir hayatına, kadınların ilk defa 800 metre koştuğu ve etrafında büyük tartışma kopan 1928 Amsterdam Olimpiyatları'na, şöhrete, iki savaş arası yıllarda bağımsız bir kadın olarak tek başına hayat mücadelesi verdiği çalkantılı günlere taşır. Nereye giderse gitsin, ne iş yaparsa yapsın hep koşar, koşar. Aganetha Smart'ın, ablalarının, şifacı annesinin ve Olimpiyat Oyunlarında "muhteşem altılı" olarak tarihe yazılan Kanadalı kadın atletlerin iç içe geçen hikâyelerinde Kanada'nın yirminci yüzyılının lirik, sarsıcı bir anlatısının izini süreriz.