VI./XII. yüzyılda yaşamış büyük sufî ve bilge filozof Şihâbüddîn Sohreverdî, İbn Sinâ'nın meşşaî felsefesi, İslâm tasavvufu ve eski İran hikmeti arasında farklı açılardan ilgiler kurmayı, bunları karşılaştırıp sentezleyerek aralarında bir uyumluluk sağlamayı başarmış ilk ve son bilge filozof olarak kabul edilir. Yine Sohreverdî mitolojik rivayetleri de özgün bakış açıları ve alabildiğine geniş özgün perspektiflerden değerlendirmeleriyle yorumlamıştır. Sohreverdî eski İran rivayetleriyle ilgili yorumları ve İşrâk felsefesi eksenli görüşlerine dayanarak dünyayı eski İran dinsel inanışlarında yaygın olarak görülen "aydınlık" ve "karanlık" temelli tasarımlarından hareketle belli çerçevelere oturtmuştur. O, İslâm bilgisinin engin evreninde eski İran hikmetinin simgesel gerçekliklerini görmeyi başarmış, onlara yeni bir hayat, yeni bir renk ve algılama boyutu kazandırmıştır.
Sohreverdî'nin bu eseri kendisine birtakım sorular soran yakın bir arkadaşına vermiş olduğu cevaplardan oluşmaktadır.
Tasavvuf edebiyatının bu önemli metnini güzel dilimize çevirmek benim için yine zevkle yaptığım bir çalışma oldu. Sizin de okurken benzer bir keyif almanız dileğiyle…