Yıl 1856. Osmanlı Kırım Harbi'nden yeni çıkmış; ilk gazete, ilk banka gibi gelişmelerle yüzünü Batı'ya çevirmeye başlamış; Yeniçeri Ocağı dağılmıştır.
Bir yanda savaşın yaralarını sarmaya çalışırken diğer yanda da sarayın gereksiz harcamaları yüzünden borç batağına saplanan Osmanlı'nın başkentinde, halk bambaşka bir sorunla yüz yüzedir: Yangın!
Yağmacı tulumbacılardan korunmak için mahallelerinin tulumbacı sandığına maddi manevi destek veren Hasan Aziz Bey ve eşi, köşklerinde çıkan yangında yaşamlarını yitirirler.
Gönül yarasını unutmak için Kırım Harbi'ne giden Hasan Aziz Bey'in oğlu Ali Sait, harpten döndüğünde hem ailesini hem de evini kaybettiğini görür. Babasının başladığı işe sarılarak mahallesinin tulumba sandığını yeniden yapılandırmaya çalışır. Ama bir amacı daha vardır: Ailesinin katline neden olan yangının gizemini çözmek.
Saraya kadar uzanan entrikalar zincirinde Ali Sait ve arkadaşlarını nefes kesen bir macera beklemektedir. Peki ya Ali Sait tulumbacı arkadaşlarıyla yanan köşkleri söndürürken gönlündeki yangına dur diyebilecek midir?