19. yüzyılın son çeyreğinde İngiltere, Fransa ve İtalya'nın, Kızıldeniz'in batı sahillerinde sömürge idarelerini kurmaları, bölgedeki siyasi dengeleri tamamıyla değiştirdi. Kızıldeniz coğrafyasında meydana gelen bu değişim, Osmanlı İmparatorluğu'nun Hicaz ve Yemen Vilâyetlerindeki konumunu etkilemişti. Tüm bunların yanında bölgede bir zamanlar meşru bir ticaret olan köle ticareti, 1890 yılında imzalanan Brüksel Senedi ile uluslararası alanda yasaklanmıştı. Kızıldeniz'deki köle ticaretinin yasaklanmasıyla birlikte zaman içerisinde "insan kaçakçılığına" dönüşmüş ve faaliyet peyderpey azalarak tükenme noktasına gelmişti. Bu duruma müteakiben Avrupalı devletlerin bölgede sömürge idarelerini kurmasıyla birlikte Avrupa'da üretilen modern silahlar, Kızıldeniz'in batı sahillerindeki sömürge topraklarına hızla ihraç edilmişti. Bu durumun doğal bir sonucu olarak Kızıldeniz'de yeni bir kaçakçılık sahası olan "silah kaçakçılığı" faaliyetleri giderek hız kazanmıştı.
Bu çalışma, 1890 yılında imzalanan Brüksel Senedi'nin etkilerini inceleyerek başlamış ve Osmanlı İmparatorluğu için son barış yılı olan 1910 yılına kadar olan periyot içerisinde Kızıldeniz üzerinden Hicaz ve Yemen Vilâyetlerine yapılan insan ve silah kaçakçılığı meselelerini ele alıp, arşiv vesikaları ışığında ayrıntılı olarak inceliyor. Kaçakçılık konusu ele alınırken Osmanlı İmparatorluğu'nun kaçakçılıkla mücadele konusunda karşı yaşadığı zafiyetler ve akabinde kaçakçılığa yönelik aldığı önlemlere değinmesinin dışında, kaçakçılık vakalarının iç ve dış dinamiklerine de dikkatleri çekerek, son dönem Osmanlı Arap Vilâyetlerini farklı bir açıdan mercek altına alıyor.
Sinan Çakar Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü'nde Yakın Çağ Tarihi alanında doktora yapmaktadır. Son dönem Osmanlı Arap Vilâyetleri ve silah kaçakçılığı üzerine çalışmalarını sürdürmekte ve bu alanlar üzerine yazdığı makaleleri bulunmaktadır.