İnsan doğar, büyür, yaşar ve ölür. Kaderi ise doğmadan önce yazılır ve bu kaderi yaşarken tekrardan kendi elleriyle yazar. Kader bir örgüye benzer. Doğduğumuzda bir bütün halindedir. Büyüdükçe ilmekleri açarak sil baştan yeniden örgü oluşturmak ya da temeli olan bir binaya daha nice ilmek eklemek ise kendi tercihidir. Bazen bu konuda yardıma ihtiyacı olabilir. İlmeğin nasıl atıldığını öğrenmek büyük bir sabır ister. Düşe kalka da olsa yapmayı öğrenir. Bozar, bozar, bozar… Ve en sonunda sıkı bir ilmek atar. İşte bu hayatının temelidir, dönüm noktasıdır. Nasıl ki temeli sağlam bir binanın üstüne tuğlalar koyup bir bina yaptığımızda o bina sağlam oluyorsa kader de aynı şekilde işler. Kaderin ağını kuvvetli tutmak lazım lakin üstüne eklenen ipler de bir o kadar önemlidir. Temeli istediği kadar sağlam olan bir binanın üzerine bir dokunuşta yıkılacak tuğlalar konulsa o bina çıkan ilk meltemde çöker ve yıkılır. Sağlam bir ağın üstüne güçlü ilmekler atmak gerek ve bunu da yaptıklarını bozarak öğrenir insan. İpleri söküp baştan yaratmak bir risktir ve risk almayan insanlar bu oyunda hayatta kalamazlar.
Kader, ilmeklerden oluşan bir bütündür. Kişi kaderini kendi elleriyle yazar. Sonunu kendi elleriyle yazan iki titan ve kader ortakları olan on titan…
Kaderlerini kendileri örmek zorunda bırakılan çocuklar doğdu, hayata tutsak olan beş mahkûm çocuk. Farklı anne babalardan doğma olsalar bile kaderin birleştirdiği beş masum. Beş farklı aura, beş farklı güç, beş farklı isim ve altında yatan nice hikayeler…