Eğitim ordumuzun gönüllü neferleri olan öğretmenlerimizin Anadolu'nun her köşesinde karanlığı aydınlığa çevirmek için verdikleri mücadelenin yalnızca bir hikâyesidir yazdığımız.
Şuna bütün kalbimle inanıyorum ki severek öğretmen olmak isteyen herkes mesleğinde mutlaka başarılı olur. Çünkü bu meslek gönül işidir, mesai kavramı tanımaz. Bazen gece yarısı uyanır yeni şeyler öğrenmek, yazmak, çizmek için masa başına geçersin, bazen uykuya dalmak için "dersi nasıl anlatırsam faydalı olurum" düşleriyle uyursun. Çocuklar bazen rüyalarınızı süsler, bazen de hiç ummadığınız anda öğrendiğiniz yeni bir şeyi çocuklarla paylaşmak için taşıyıcı olursunuz.
Kısacası öğretmenlik özveri mesleğidir, serdengeçti mesleğidir. Aynı zamanda bir sanattır. Ressamın resim yapması, saz çalanın sazına ritim vermesi, nakkaşın nakış yapması gibi... Hatta daha da ilerisi… Çünkü onların yaptığı cansız bir varlığa şekil vermektir. Öğretmen ise her çeşit inceliği canlı bir varlığa işleyen hata kabul etmez bir mesleğin icracısıdır. Bir yönüyle doktora benzese de doktorun hatası belki bir kişinin hayatını mahvedebilir ancak öğretmenin hatası bir toplumu mahvedecek kadar tesirlidir. İşte öğretmenliğin önemi ve gücü bundan gelir. Böylesine önemli bir meslek, peygamber mesleği, harikulade bir sanat değil de nedir?