Genç kız Kontes'i okumaya gittiği ülkede tanımıştı. Kontes'in anlattıkları gibi, ölümü de ilginç olmuştu. Ölümünden sonra ortaya çıkan sır ise daha da şaşırtıcıydı: Anlattıklarının çoğunu yaşamamıştı Kontes.
Aslında hepimiz Kontes gibi hikâyeler anlatmıyor muyduk? "Çok iyi", "çok önemli", "çok değerli" gibi sıfatlar yakıştırarak ardından gittiğimiz insanların gerçek hikâyeleri, bizim hikâyelerimizin başladığı yerdi. Hikâyemizde rastladığımız insanlar, bize hep gözden kaçırdığımız ya da göz ardı ettiğimiz ayrıntıları anlatıyordu. Bu ayrıntıları fark ettiğimiz zaman da, o insanlar hayatımızdan çıkmış oluyordu.
Sunja Altınel, "Kontes'in Ölümü", "Yirmi Yıl Sonra", "Sadakat", "Katil", "Korkak Tavşan" adlı öyküleri de böyle insanları anlatmak için yazdı. Çünkü kendimizden farklı olanı sürekli dışladığımız ve yabancı sıfatını yakıştırdığımız hayatımızda, bize aşina yüzler aslında yalnızca o yabancılardı. Hiç anlatılmamış hikâyelerden oluşan, önemli bir ilk kitap...