Gönül heybesinde acılar, hüzünler, pişmanlıklar, keşkeler biriktirenlerin elinden tutar yalnızlık...Sahipsizliğin döşediği kaldırım taşlarında boynu bükük hasrete yol alır. Yalnızlık ıssızlıkta yol alırken, vedalara ve zamana yenik düşmeyen sevdalar, usulca sokulduğu özlemin koynunda sırasını bekler hatırlanmak için. Ve bilinmeze çıkılan yolculukta kısa soluklu molalarda çıkar karşısına yalnızlıkla tanışık şefkat,. Sarıp, sarmalar. Üşüyen yalnızlık ısınır. .. Tam mutluluk göz kırpmaya başlamışken örer ağlarını kader. Gönül heybesindekiler ağırlaşır ve elini bırakmayan yalnızlıkla yeniden yollara düşer. Sonra bir gün kendini kendi gibi olmayanda bulduğunda "son' a gelinir yahut başlar yol. Kendin gibi olmayanın adı kimi zaman Duman, kimi zaman Lâl olur...