" Rasul (sallallahu aleyhi ve sellem) bir hidayet nebisi olarak, asla batıl olan bir davranışta bulunmamış ve insanları Allah'ın gönderdiği hidayete aykırı bir irşadla yönlendirmemiştir. O'nun (sallallahu aleyhi ve sellem) hayatı " Kur'an'ın tefsiri ve tebyini"dir. Rasullallahın (sallallahu aleyhi ve sellem) zamanında sahabeye şeriat olduğunu söyleyenler, Kur'ani bir gerçeği inkar ediyorlar veya kör olup Kur'an'ın beyan ve ahkamını görmezden geliyorlar.
Aklın ve fıtratın asla inkar edemeyeceği hakikat şudur: Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hayatta iken, sözlerinde ve fiillerinde; din, ahlak ve hüküm olacak olan beyanının, o gün ancak sahabeye; din, şeriat, yöntem ve ilim olup kendisinden sonra ise olmayacağını ve bunun neshedilip ilğa edileceğine dair hiçbir açıkmalada bulunmadı. Eğer öyle olsaydı Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Kur'an'a muhalefet sayılacak olan "sünnet"ine ümmetini sarılmakla mükellef kılmış olurdu. Mademki O'nun (sallallahu aleyhi ve sellem) Sünneti'ne itibar ve itaati Kur'an emretmiyormuş, o halde O (sallallahu aleyhi ve sellem) ve ashabı bunu neden bizden gizlemiş olsunlar li? Üstelik bir insan olmadığını, Kur'an bize açıkça beyan etmektedir. Haşa ki Rasul (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah'ın kitabının beyan ettiğini bizden gizlesin?
Bu öyle batıl, öyke sakat bir anlayıştır ki, onları hidayetten uzaklaştırıp dalalete düşürü. Hakeza Kur'an'ın düşmanlarına; Kur'an'ın gerçek bir ilahi kitap olmadığı ve zamanla tahrif edildiği yahut zate uydurma ve derleme bir kitap olduğu, onun da zamanla mukayyed olduğu ve zaman içinde hükümlerinin kalkacağını iddia etmelerine zemin hazırlar. Çünkü Sünnet'in belirli bir zaman içinde kayıtlı olduğunu söylemek, ilerde, Kur'an'ın neden zamanlı kayıtlı olmayan ve tartışılamayacak bir kitap olduğu sorusunu gündeme getirecektir.
İddialarında güya Kur'an'ı esas aldığını söyleyen nübüvvet inkarcıları, sözlerine önce Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) hayatından bir misal bulup getirsinler, sonra da Kur'an'dan ve onun ahkamndan söz etsinler!
Bunların asıl amacı "nübüvvet"i inkar etmek, Rasulullah'a (sallallahu aleyhi ve sellem) itaati Din'den çıkarmak ve Allah'ı yalanlamaktır. Yahudi ve Nasranilerin Rasulullah'a (sallallahu aleyhi ve sellem) iman etmeyip O'na (sallallahu aleyhi ve sellem) itaat demek olan imanı Yahudi ve Nasraniler bunun için reddettiler."