Herkesin bir hikâyesi vardır.
Bunlar, üzerinde yaşanılan toprakların hikâyelerinden de bağımsız değildir, siyasi dönüşümlerinden de.
Büyük resmin yansımaları her zaman köy ve kasabalarda yaşayacak alan bulur kendine. Hikâyeler, birbirinin içine geçer ve birbirini etkiler.
Mustafa Şahin, yeni romanında Tevfik Ağa ve Akbaş Hüsnü arasındaki hikâyenin torunlarına uzanan, kuşaklar arası yansımasını bir kasaba perspektifinden anlatıyor.
1980 darbesi sonrasına düşen zamanda tercihler, sınıflar, aşklar ve cinayetler okura eşlik ediyor.
"Kasaba derin bir uykudayken havadaki sıkıntı yağmur olup boşalmış, yıldızlar ışığını yeniden saçmaya başlamıştı. Gökte asılı fener gibi duran yıldızlardan ikisinin sabaha karşı bir anda kaydığını ve söndüğünü Acemoğlu'ndan kalma köşkün yüksek bacasına tüneyen baykuştan başka kimse görmemişti."