"Benim için en büyük hüzündü, baharına kapıldığım senin bahçende; bir çiçek olarak açamamak. Oysa beklenmeyenimdin, oysa zamansızdın. Hani çiçekler baharı gözler ya açmak için, sen sonbaharın en hazan yerinde, kendi baharından çok uzaklarda, benim yüreğimde açtın. Hep bekledim seni bu küçücük köy yerinde. Fakirliğimden ötürü eğdiğim başımı sana olan sevdamla kaldırdım. Bazen öylesine beklerdim gelmeyeceğini bile bile… Bir sensizlik sarardı bozkırın ortasında kalmış bu yalnız köyü.Ve biliyor musun Tuğba, yokluğunu bile çok severdim."
"Uzaktaydın, hasretimdeydin lakin her bir detayınlaezberimdeydin. Bir adağım yoktu yüreğine kuru bir canımdan başka. Söz olur, mektuplarıma düşerdin. Satırlarda severdim seni. Adını hasret koyup, hasretinle severdim seni. Ne güzeldi seni beklemek, ne güzeldi yılın bir gününde o yollardan geçip hasreti bitireceğini bilmek. Sen geldiğin zaman aşkı bende, beni de sende bulurdum. Yoluna düşmüş gözlerim gülerdi. Sonra adınıezberledim ilk duam gibi. Semaya açılan avuçlarımdan tane tane dökülen sen oldun. Ben seni, dualarıma kattığıno aşk ile sevdim."