İngiltere'de feodalite sona erince haliyle feodal beylere bağlı olarak çalışan ve geçimlerini sağlayan pek çok insan işsiz kalmıştı. Bunlar toplumsal olarak da alt sınıftan sayılan insanlardı.Bu insanların işsiz kalmaları nedeniyle farklı yollarla geçimlerini temin etmeye çalışmaları suç oranlarının artmasına neden olmuştu. Artan suç oranları ve bireylerin cezalarını çekmeleri için hapishanelere gönderilmeleri haliyle kapasitelerinin dolmasına neden olmuştu. Bu yoğunluğun azaltılması için başlayan çare arayışları 1857 yılı öncesinde İngiltere'de sürgün yasasının çıkarılmasına neden oldu.
Çıkarılan yasa gereğince hükümlüler affedilmek için kral adına çalışmayı kabul edeceklerdi. Bu şartı kabul edenler ise gemilerde deniz aşırı kolonilere gönderilmeye başlandılar. Ancak bu gemilerle yapılan yolculuk oldukça zorlu hatta kaynaklarda yer aldığı kadarıyla hapishane koşullarını aratacak kadar kötüydü. Bu nedenle gemiler halk içinde "yüzen cehennem" olarak anılmaktaydı. Pek çok hükümlü affedilmek için çalışmaya gideceği yere varamadan gemilerde can veriyordu. Ancak yine de özgürlüğe kavuşmak için pek çok suçlu kral adına çalışmayı dolayısıyla sürgünü ve yüzen cehennemleri kabul ediyordu. Bu doğrultuda 1596'dan 1776 yılına kadar yaklaşık 180 yıl boyunca suçlular denizaşırı kolonilere gönderildi.