"Spinoza-Blyenbergh yazışmasına 'Kötülük Mektupları' adını veren Deleuze'dür. Spinoza felsefesine bakışı kökten değiştiren çığır açıcı okumalarında bu mektuplara geniş yer ayırmıştır. Deleuze'ün yorumları Spinoza çalışmalarında öylesine etkili olmuştur ki bu yazışmalar artık hemen her yerde bu adla anılmaktadır. Kötülük, bu tartışmanın tek konusu değildir elbet, ama Blyenbergh'in ortaya attığı bu sorun, Spinoza'nın kendi konumunu belli edeceği diğer konular (Tanrının yaratımı ve katkısı, isteklerin ve edimlerin doğası, hatanın kökeni, yetkinlik ve yoksunluk ve hatta Kutsal Kitap'ın yapısı vs.) için somut bir zemin sağlamaktadır. [...]
Bu kitap esasen kolektif bir çalışmanın ürünü. 'Kötülük Mektupları'nı çevirip yayımlama fikri, Ulus Baker'in 2005-2006 yıllarında, İstanbul'da, Norgunk Yayınları bünyesinde yürüttüğü Ethica Okumaları'nda doğmuştu; hayata geçmeyi bekleyen başka birçok tasarı gibi. Bu seminerlerin çok ciddi bir felsefi mesai içerdiğini belirtmeliyim. Katılanlar hatırlayacaktır, Etika gibi biçimiyle bile ürküntü veren bir kitabı, capcanlı, durmaksızın işleyen bir düşünce olarak önümüze seriveriyordu Baker. Spinoza'nın her bir önermesini titizlikle ele alıyor, hem felsefe tarihi hem de düşünürün kendi yapıtı bağlamındaki yerine oturtuyordu – sükûnetle, ağır ağır, kâh gülerek kâh mırıldanarak, sigarasından sürekli derin nefesler çekerek... Ben kendi payıma, genelde felsefe tarihinden bir 'belge' olarak kalan yapıtlardan birinin hayatiyet kazanıp gündelik deneyimlere kadar sızmasına orada tanık oldum. Bunun bir müsebbibi Spinoza'ysa, diğeri hiç şüphesiz Spinoza'nın felsefesini benzersiz bir yaşantı haline getirebilen Baker'di. Karşısındakinin etkilenme kudretini yakalayan, fikirleriyle başka fikirleri dürten, fikirlerle duyguların bağını gözeten, hissettiren, sezdiren has bir Spinozacıydı. Bu çalışmanın her sözcüğünde onun esini vardır."
Alber Nahum