Can çekişen siyasi atmosferi ve kökleri tarihe uzanan savaşlarıyla özdeşleyen Orta Doğu'yu anlatmaya, Orta Doğu'nun en tumturaklı oğlunun efsanesinden başlamak gerek. Orta Doğu'nun yakın tarihi Mısır Kralı Faruk'la başlar. Caz Yıllarında Kahire'de doğan Faruk, la dolce vita, Tatlı Hayat döneminde Roma'da öldü. 1936'da yakışıklığıyla göz kamaştırırken dünya magazin basınının sevgilisi, Orta Doğu'nun ise en büyük siyasi ümidiydi. 1952'de Orta Doğu gibi Faruk da mahvolmanın eşiğindeydi: şişman, kel ve nefret edilen devrik kral. Nasır'ın, perde arkasında CIA ile işbirliği yaparak gerçekleştirdiği darbe hazırlamıştı bu felaketi.
Kral Faruk, dünya milletleri arasında hak ettiği yeri almak isteyen antik bir medeniyetten yola çıktı ve büyük bir ihtimalle faili meçhul bir suikastte can verdi. İki defa Time dergisine kapak olan Faruk'un hikayesi, kralların, kraliçelerin, sultanların, paşaların öyküsüdür. Doğu despotizminin, İngiliz emperyalizminin, Amerikan ikiyüzlülüğünün öyküsü. Mısır mistismizinin, İsrail entrikalarının, Beverly Hills'li Kıptılerinin öyküsü. Başrol oyuncuları arasında Churchill, Roosvelt, Stalin, Hitler, Eisenhower, Nasır, Sedat, İran Şahı, Monako Prensi ve CIA yer alır.