En son ne zaman baktınız denize; denizin berraklığını en son ne zaman hissettiniz? Suyu, dağı; yeşili, yıldızı en son ne zaman gördünüz; suyun büyüsünü, dağın tepesini en son ne zaman zihninize misafir ettiniz... yeşilin tazeliğini, tazelendiriciliğini; yıldızların içimize akıttığı hayalleri?.. / En son ne zaman sarıldınız annenize... ya da babasınıza, ablanıza, "birisi"ne en son ne zaman sevdiğinizi söylediniz..? / En son ne zaman fark ettiniz gökyüzünün maviliğini, derinliğini Dokunmak istemez miydiniz, o maviliğe; kuşlar size hikâyeler anlatsın istemez miydiniz?... Kendi hikâyelerini, başkalarının hikâyelerini... dünya durdukça yaşanacak olanlarını... Değiverse, güzel sözler kalbinize, kalbimize... Değmez mi? Değmez mi bunca güzelliğe, bunca güzelliği paylaşmaya...? En son ne zaman ... Ya da hiç... Hiç baktınız mı etrafınızdakilere, hiç gördünüz mü hiç fark ettiniz mi Etrafınızdakileri, hissettiniz mi, düşündünüz mü? Hiç değdiniz mi bir kalbe, dokundunuz mu, dokundurdunuz mu? En çok neye sahip olmak isterdiniz hayatta? Neyi isterdiniz ki? Dünyaya ve içindekilere karşılık, aydınlık bir simanın bir tebessümünü, Dostun bir sıcak elini, sesini, nefesini ister miydiniz karşınızda, yanı Başınızda istemez miydiniz? İstiyorsanız... istiyorsanız eğer, "merhaba"... "Merhaba" hepinize...