Kışın en uzun gecesinde, denizin derinliklerinde yaşayan yaşlı bir balık, çocukları ve torunlarından oluşan on iki bin balığı toplayıp onlara şu hikâyeyi anlatmaya başladı:
"Çok eski zamanlarda, annesiyle birlikte bir dağ kıyısındaki küçük bir ırmakta yaşayan küçük bir Kara Balık varmış. Evleri, geceleri altında uyudukları, yosunlarla kaplı, siyah bir kayanın arkasındaymış. Küçük Kara Balık, ay ışığını bir kez bile olsa evlerinde görmenin özlemiyle yaşarmış.
Anne ve Küçük Balık sabahtan akşama kadar birlikte yüzerlermiş. Bazen diğer balıklara katılır, küçük yarıklara girip çıkarlarmış. Küçük Balık annesinin bıraktığı on bin yumurtadan hayatta kalan tek yavruymuş.
Küçük Balık günlerdir çok düşünceliymiş, neredeyse hiç konuşmuyormuş. Annesinin peşine takılıp sakince yüzüyor ama diğer balıklarla hiç oynamıyormuş. Anne balık yavrusunun hasta olduğunu ve yakında iyileşe- ceğini düşünmüş ama işin aslı öyle değilmiş, Küçük Kara Balığın derdi başkaymış."