Dünyanın en çok satan ve okunan kitaplarından biri olan eserde, bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyası anlatılır. Sahra Çölü'ne düşen bir pilotun Küçük Prens ile karşılaşması ile başlayan kitap, yirmi yedi bölümden oluşur. Özellikle Küçük Prens'in yurdundan ayrılıp altı ayrı gezegene yaptığı gezileri anlatan bölümlerde bazı tipik yetişkin yaşam biçimlerinin eleştirisi yapılır.
Bu geziler arasında kralın gezegeni, otorite tutkusunu; sanatçının gezegeni, kendini beğenmişliği ve sanatçının toplumla yitirmiş olduğu iletişimsizliği; sarhoşun gezegeni, umutsuzluk ve buna dayanan unutma isteğini; iş adamının yaşadığı gezegen, amaçsız sahip olma tutkusunu; fenercinin gezegeni anlamsız ve sorgulamaksızın yerine getirilen görev duygusunu; coğrafyacının yaşadığı gezegen ise bilimi kimin için yaptığını unutan bilim adamını ve bilim anlayışını sembolize eder.
Yazar, New York'ta bir otel odasında kaleme aldığı bu hikâyenin çizimlerini de yapmıştır.