F. M. Dostoyevski'nin hiçbir eserinde ahlak öğr etisi bulunmaz, insanlara doğrudan akıl vermek yerine salt kötüyü gözler önüne serer ve okurun seçim hakkını yine okura bırakır. Kumarbaz'ın yazım süreci bir hayli ilginçtir. Yayıncısıyla yaptığı sözleşme gereği bir ay içinde kitabını yayıncısına teslim etmek zorunda kalır ve bu süreçte kendisine yardımcı olması için bir stenografla anlaşır: Anna Vasiliyevna… Yazım aşamasının ilk günleri sancılı geçse de süreç ikilinin birbirlerine bağlanmasıyla, sonunda da evlilikle sonuçlanır. Eser aslında F. M. Dostoyevski'nin sürekli mücadele ettiği parasızlık ve kumar tutkusunu konu alan biyografik bir romandır. Her ne kadar kurmaca bir kumar şehrinde geçse de yaşanılan olaylar bizzat F. M. Dostoyevski'nin kendi hayatından parçalardır. Bu yönüyle bir insanın tutkuları karşısındaki zavallılığını okurun zihnine incelikle işlemektedir. F. M. Dostoyevski denildiğinde akla ilk gelen kitaplardan biri olan Kumarbaz, tutkuların insanı nasıl ele geçirdiğini anlatması bakımından mutlaka okunması gereken kitaplardan birisi olmuştur.