Kur'ân, insanların fıtri olarak ihtiyaç duydukları bütün hükümleri içeren hidayet kaynağı bir kitaptır. Kur'ân'ın emir, yasak, öğüt, müjde ve uyarı türünden bildirdiği hükümlerin üzerinden 1400 yıl geçtiği halde geçerliliğini korumaya devam etmesi, ilâhî kaynaklı olduğunun en önemli göstergelerinden birisidir. Ancak bu niteliğine rağmen, tarih boyunca Kur'ân'ın ilahi bir kaynaktan geldiğini inkâr eden ve bunu ispatlamaya çalışan pek çok girişim olmuştur. Kur'ân, çoğunun teşebbüs aşamasında kaldığı bu itirazlara, hem lafız hem de mana sistematiği üzerinden meydan okumuş ve bir anlamda eşsizliğini ispatlamıştır.
Tarihsel olarak başarısızlıkla sonuçlanan pek çok örneğe rağmen Kur'ân'a yapılan itirazların modern dönemde de devam ettiği görülmektedir. Ülkemizde bu yöndeki itirazlarıyla bilinen kişilerden birisi de İlhan Arsel'dir. Materyalist-pozitivist bir düşünsel zeminden hareketle Kur'ân'ın dil, üslûp, oluşum süreci ve içeriği gibi muhtelif konularda reddiyeler kaleme alan Arsel, temelde Kur'ân'ın Allah'tan gelen bir kitap olduğunu inkâr etmeye çalışmaktadır. Bu çalışmada onun Kur'ân hakkındaki iddiaları ele alınmaktadır. Kur'ân'ın temel mesajı ve insanlığın fıtri ihtiyaçlarını dikkate alarak yaptığımız bilimsel değerlendirmelerin, Arsel'in iddialarının mahiyetine ve doğruluk derecesine açıklık kazandıracağını umuyoruz.