İnsan, beşeri varlık... Arzuları çok, emelleri pek uzun olan varlık. Güçsüz ve kuvvetsiz. Bu yüzden her istediğini elde edemiyor. Her arzusuna kavuşamıyor. Gayreti ve çabası çok, ama her zaman istediği sonuca ulaşamıyor. Meseleleri pek çok, onları tam olarak halledemiyor. Aczi, onu her zaman güçlü, kuvvetli ve her şeye kâdir bir varlığa, mabuduna yöneltiyor. Kendisini her yönden kuşatan ve her ihtiyacına cevap verecek olan bir Kâdiri Mutlak, insanın imdadına yetişiyor. İnsan Allah'ına yönelip ona dua ediyor. Ondan imdat istiyor. Çünkü yüce Rab kâinatı çepeçevre saran güzel adlarıyla kuluna, "Bana dua et, senin duana cevap vereyim" diye sesleniyor. İşte bu kitap, güçsüz, kuvvetsiz, acz içinde ve pek çok şeye takat yettiremeyen insanın, Rabbına nasıl dua etmesi gerektiğini küçük çizgilerle bildiriyor. Kabul edilebilecek duanın nasıl olması gerektiğni anlatıyor. Bu anlatımlar, Kur'an-ı Kerim'de peygamberlerin ağzından nasıl dökülmüş ve Rabbimiz bizden ne şekilde dua etmemizi istemişse okuyucunun idrakine sunuyor. Dualarımız kabul olsun...