Kur'an'a göre en temelde, ilişki, isteme-istememe (yapma, yapmama, tutum, tavır ve fiil) olarak ed Din'i de kur'an -hatta Tanrı'yı da bağlayan- ahlakına priori kategorik buyruğu olan "İyiliğin karşılığı iyiliktir." (55/60) diyalojik ilkesidir. Bu ilke, menfaate dayanan basit bir ticari 'alış-veriş' değil, "İyilik, doğası gereği iyiliği celp eder." anlamındadır. "Eğer sana yapılan (iyiliğe ve kötülüğe) daha iyi olan bir iyilikle mukabelede bulunursan, seninle arasında düşmanlık bulunan kişi, sıcak bir dost oluverir." (41/34) tavsiyesi, iyiliğin insan tabiatındaki özelliğini ortaya koyar. Bu ahlaki-estetik ilke, Tanrı'nın bambaşka, apayrı, öpöteki (gayb, aşkın, yüce, sonsuz) olan varlığını aynının (idrakin) kavramlarıyla 'kılı kırk yaran' birtakım mantıki delillerle temellendiren filozofların, ontoteologların fiziğe (taneciğe/parçaçığa) ve matematiğe (sayıya) yaslanarak, varlığı parçalayarak giriştikleri çabalarının ötesinde koku, hava, ışık vs. daha umumi ve bütüncül niteliklerde olduğu gibi yüzlerce âyât ile hem Tanrı'nın varlığını hem de insanı haklılaştıran ilkedir.