Eğer Batı uygarlığının sürüklendiği akıntaya kendimizi teslim edersek, Allah'ın bize verdiği O'nun yeryüzündeki "halife"si olmak görevini yerine getirmeyeceğimiz için gelecek nesillerimizi katlediyor olacağız. Gözü kapalı, ölüme doğru yapılan bu yarışa İslami bir çözüm bulabilecek miyiz? Biza Kur'an'da açıklanan "doru yol"u '(sırat-ı müstakim) mevcut tarihi şartlar içerisinde izleyebilecek miyiz ? İnsanlığın geleceği ve hayatiyeti bu sorunun cevabına bağlı. Kur'an, bizi düşünmmeye ve çaba sarfetmeye sürekli olarak davet eder. Ulaşılacak hedefi gösterir ve ulaşma yolunun farklı çağlarda keşif imkanını bize sunar. Dünyanın dikkatini İslami bir çözüme ve geleceğe çekmek, bilim hikmet ve iman arasındaki birliği yeniden kuracak olan aklın tam kullanımının, sırf ekonomik büyümeyi değil aynı zamanda insani gelişimi de hedefleyen yeni bir gelişim modelinin, evrensel topluluk kavramının, milliyetçiliğin insanları parçalayıp dağıtan, bölen güçlerine karşı tekliğin (Tevhid) zaferini ifade edeceği bir durumun ortaya çıkışına katkıda bulunacaktır.